1 Şubat 2012 Çarşamba

31 Ocak 2012 Salı

çocuk beslenmesi sayfa 60 öykü oluşturma

Ben FAS'lı bir çoçuğun annesiyim.Doğumdan sonra bebeğimin FAS'lı olduğunu öğrendiğimde dünyam başıma yıkılmıştı diyebilirim.Hayatımda yaptığım en büyük hataydı bu kendi canımdan olan insanın hayatını kendi zevkim için mahvetmiştim.Kendimi nasıl affedebilirdim nasıl kabullenebilirdim böyle bir şeyi..Alkolik bir anne yüzünden hayatını böyle devam ettirmek zorunda ve o alkolik anne benim onun hayatını zora koşan kişi benim,çok acı bu suçluluk duygusuyla yaşamak çok acı ama ona ikinci bir kötülük daha yapamam ölüm sonuç değil arkamda bırakamam onu bensiz hayatını devam ettiremez bu bebeğime verdiğim 2.ceza olur ve suçlu benken.Ben suçluyken onu ceza çekmesi bu kabul edilemez bir durum.Bana her baktığında bu acıyı tekrar tekrar yaşamak öldürür beni bu..sanki bu durumda olmasının suçlusu ben değilmişim gibi nasıl nasıl bakarım yüzüne nasıl yemek yediririm ona nasıl uyuturum onu..canı yanıcak belkide benim yüzümden.Arkadaşı olmayacak diğerleri gibi sosyal bir birey olarak büyümeyecek o şanssız bir çocuk.Babası,babaannesi,dedesi herkez beni suçlayacak benim gibi..nasıl altından kalkarım söylenilecek olan onca ağır sözün altından.Her gören çocuğumun böyle olmasının sebebi olduğumu anlayacak bana nasıl bakacaklarını tahmin edebiliyorum.Hak ettim ama ben bunları dinlemeliydim çevremde bana 'şunu içme artık ' diyen o sesleri..ama artık çok geç çocuğum bir FAS'lı ve bunu kabullenmeliyim onu ihtiyacı olan tek şey anne sevgisi gerçek bir anne sevgisi..

GELİŞİM ALANLARI-SAYFA 105-YARATICILIK İLE İLGİLİ ÖYKÜ OLUŞTURMA

ÇÖPÇÜ GİBİ

Küçüklüğümden beri yaptığım ödevleri,ödevlerimden kalan artık karton,kağıt gibi şeyleri saklardım.Annem hep  'çöpçü gibi şunları saklamaktan vazgeç ne anlıyorsun şunlardan gerekirse gider alırsın 'derdi.Ama ben artık olan herşeyi saklayıp daha sonra onları değerlendirmeyi çok seviyordum.Annemin bu şekilde bana kızaması hiç hoşuma gitmiyordu.Ben evde yokken kendisine göre gereksiz olan bazı artıkları çöpe attığını fark ettim ve annemle tartışmaya başladık ona ' şunları çöpe atmaktan vazgeç ben bişey yapmak için onları biriktiriyordum,ne zararı var ki onların sana ' diyerek anneme sert çıktım.Daha sonra bu artık materyelleri ödevlerimde kullandığımı fark ettiğinde peşini bıraktı topladığım değerlilerimi.Yeni ,yeni annem kabullendi değerlilerimi.Onları arada sakladığım yerden çıkartıp toparlıyorum neyim var neyim yok göz atıyorum artık gereksiz bulduklarımıda çöpe atıyorım yada boş kağıtları not çıkartmak için değerlendiriyorum.Kendimi bildim bileli artık olan herşeyi topluyorum ve bundan çok memnunum.Öncelerde herkez çeri çöpü toplamasana diyordu ama artık aferim topladıklarından iyi şeyler çıkartıyorsun diyorlar..İşte bu da beni mutlu etmeye yetiyor..

30 Ocak 2012 Pazartesi

Çocuk Beslenmesi Sayfa 50

Gelişim alanları sayfa 80

Psikomotor gelişime uygun araç gereçler
Büyük kas becerileri ile ilgili aktivitelerde kullanılacak araç gereçler:
 ·   Minder 
·  Tırmanma merdiveni 
·   Ahşap merdiven  
·   Tahterevalli 
·   Çeşitli büyüklükte toplar 
·  Top havuzu 
·   Denge tahtası  
·   Çember 
·  Atlama ipi 
·   Halat 
·  Tahta bloklar 
·  Zıplama balonu vb. 
 

Küçük kas becerileri ile ilgili aktiviteerde kullanılacak araç gereçler :
 ·  Çeşitli büyüklükte toplar 
·  Tahta bloklar 
·  Top sepetleri 
·  Balonlar 
·  Yumaklar 
·  Raket 
·  Çeşitli genişlikte çemberler
·   Kutular 
·  Oyun Hamurları  
·  Boyalar 
·  Kağıtlar 
·  Makas  
·  Fırça 
·  Çeşitli özellikte kalemle
 

Gelişim alanları sayfa 87

Çoçukların yaş ve gelişim seviyesine göre psikomotor gelişimin özellikleri

FİZİKİ GELİŞİM

1- Çocuk uzamaya ve ağırlığı artmaya devam eder. Ortalama yılda 5 cm uzar, ve 2.5 kg alır
2- Kız çocuklarının beden gelişimi Erkek çocuklara oranla daha hızlıdır. Bunun için kız çocukları hareketlerine daha kolay hakim olurlar ve el becerileri daha çabuk gelişir.
3- Küçük kaslarının gelişimi sonucu el becerileri artar.
4- Diş değişimi tamamlanmıştır.

B- HAREKİ (psiko-motor) GELİŞİM

1- Hareket etkinlikleri için gerekli kuvvet sağlanır.
2- Hareki etkinliğin gerektirdiği gösterebilirler.
3- Hareketleri belli bir hızla yapabilirler.
4- Vücut harekete uygun bir şekilde esneklik kazanır

C. ZİHİN GELİSİMİ

1- Bu dönemde sayı, uzay, zaman, ağırlık, boyut, hacim kavramları iyice yerleşmeye başlar.
2- Deyimleri anlamakta güçlük çekenler olabilir.
3- Mantıklı ve soyut düşünme yeteneğinde kuvvetli bir ilerleme olmuştur.
4- Çocuklar birkaç hafta ilerisi için plan yapabilirler.
5- Kendi kendilerine öğrenme ve çalışma yapabilirler.
6- Matematiği kavrama özellikleri gelişmiştir.
7- Kendilerini eleştirebilirler.

D-DiL GELİŞİMİ

1- Çocuğun kelime hazinesi çok gelişmiştir.
2- Okuması bir büyük insanınki kadar olabilir.
3- Ansiklopedi ve diğer kaynaklardan yararlanabilirler.
4- Yazı ile kendilerim anlatabilirler.

E- DUYGULARIN GELİŞİMİ

1- His ve heyecan hayatı dengelidir.
2- Sevilmek, Beğenilmek, başarılı olmak, kendini güven altında hissetmek, yeni tecrübeler kazanmak belli başlı ihtiyaçlardandır.
3- Duygularına hakim olma özellikleri artar.
4- Erkek çocuklarda Ana-babaya karşı açık sevgi belirtileri azaltılır.
5- Öğretmenden, başarısızlıktan, arkadaşsız kalmaktan, ölümden korkma hali devam eder.
6- Kendi kabuğuna çekilme, zulüm yapma, fazla hayal kurma durumları gözlenebilir.
7- Çocuklar davranışlarının büyükler tarafından beğenilmesine önem verirler.
8- Bu dönemde korku, öfke, kıskançlık, neşe, sevgi gibi duygusal halleri çabuk değişir.

F- SOSYAL GELİŞİM

1- Diğer insanlarla fîkir alışverişine girme konusunda durmadan ilerlerler.
2- Bir takım veya kulübün başarı yada başarısızlıklarıyla kendilerini özdeşleştirme yetenekleri artar.
3- Cinsler arası gruplaşmalar daha yoğunlaşır.
4- Öğrenci bencil duygulardan sıyrılarak uyumlu ve işbirlikçi durumuna gelir. Grup içindeki rolünü benimser.
5- Grubun vereceği sorumlulukları yüklenir.
6- Toplumum onaylamayacağı, suç olarak kabul ettiği davranışlardan sakınır.
7- Arkadaş edinmeyi bilir.
8- Duyguları sağlıklı olarak ifade eder.
9- Yaşma uygun oyunlarla ilgilenir.

G- AHLAKI GELİŞİM

1- Dürüst ve adil davranmaya karşı büyük duyarlılık vardır.
2- Dünya görüşü ve toplumsal bilgileri bakımından hala ailelerin etkisi altındadır.
3- Evde, Okulda nezaket kurallarına uymayı, gerektiğinde duygularına hakim olmayı öğrenir.
4- Suç işleme eğilimi artar. (Yalan, büyüklerine karşı gelme, çalma, arkadaşlarına tehdit, yaramazlık.....vs.)

Gelişim alanları sayfa 96

1- 0-2 Yaş Arası Bilişsel Gelişim (Duyusal Motor Dönem)
Bebek, normal doğum yoluyla geldiği dünyada, başlangıçta sadece duyu organları yoluyla ve motor becerileriyle yaşamı algılayabilir. Bebeğin sezaryanla doğumu, onun doğum sürecinden meydana gelen bir aksama olarak düşünülmelidir. Sezaryanla doğum, doğum sürecindeki bir aksama sonucu, anne-bebek ikilisinin yaşamlarını riske etmemek için geliştirilen sıra dışı bir müdahaledir. Sezaryan ile doğumun normal doğumun yerini alamayacağı bilinmelidir. Ne yazık ki günümüzde, sağlık sektörünün de teşviki ile anne adayları doğum anındaki acılardan kurtulmak için gerekli olmadığı halde bu yola başvurabilmektedirler.
Bebeğin yaşamın ilk günlerindeki genel görünümünü şu şekilde ifade edebiliriz: Duyu organlarından en etkin olanlar, duyma ve koklama duyumlarıdır. Bu duyumlar, anne karnında geçirilen süreçte, dış dünyaya uyum yapmada kullanılan ilk araçlar olarak, anne karnında gerekli olgunluğa erişmiştir. Bebek doğduğunda, annesinin sesini diğer seslerden ayırt edebilir ve annesini kokusundan tanıyabilir. Başlangıçta anneyi tanıması da bu şekilde gerçekleşir. Yaklaşık birinci ay civarında, görme organı da çevresel uyarıcılarla girdiği etkileşim sonucu, yavaş yavaş ayrıntıları görebilecek donanıma ulaşır. Bebek doğduğu anda sadece flu bir görüntüyü algılayabilir. Örneğin annesinin başı onun için flu ve ovalımsı bir görüntüdür. Yüzünün ayrıntılarını seçemez. Bebeğin 1. ay civarındaki gülümsemeleri yüzün ayrıntılarının belirginleşmesinden sonra ortaya çıkan bir davranıştır. Tad duyusu açısından annesinin memesine ulaştıktan sonra gelişmeler başlar. Bebek başlarda, sadece acı, tatlı, ekşi gibi temel tadlara karşı duyarlıdır. Tadlardaki ayrıntılar da, daha sonra oluşmaya başlar.
Bebek bir takım reflekslerle (istem dışı hareket) doğar. Bu refleksler Piaget’e göre, bebeğin ilk şemalarıdır. Bütün diğer şemalar, bu şemalarla girdiği etkileşimden özümseme, düzenleme ve dengeleme yoluyla doğarlar.
0-2 yaş arasını kapsayan duyusal motor dönem adını, yeni doğanın sahip olduğu duyu organlarından ve kol ve bacaklarını, başını hareket ettirmesinden alır. Bebek bu dönemde kendini dış dünyadan ayrı bir varlık olarak algılayamaz. Bu nedenle de, kendi dışındaki nesnelerin deviniminden habersizdir.Bunu tam olarak ancak 24. aya yaklaştığı sırada anlayabilir
0-4 ay arası: Sadece uyuyor ve emiyor gibi gözükse de, aslında bu minik canlı bir çok şey yapabilmektedir. 1. aydan sonra, düz bir zeminde kafasını birkaç saniyeliğine kaldırabilir. Nesnelerin seslerine tepki gösterebilir. Yüzünün yaklaşık 15 cm. üzerinde hareket ettirilen nesneleri gözleriyle takip edebilir. Ağlama dışında da sesler çıkarabilir ve gülüşe karşılık verir. 3-4 ay arasında karnının üzerinde uzanırken, kafasını 45-90 derece yukarı kaldırabilir. Kollarından destek alarak göğsünü kısa süreli kaldırabilir. Yüksek sesle güler, iki elini kavuşturabilir, kendiliğinden güler, memnuniyetten çığlıklar atabilir. Oturtulduğunda kafasını dik tutabilir, küçük nesnelere dikkat gösterebilir. Parmaklarının ucuna oyuncak tutuşturulduğunda onu kavrayabilir.
4-8 ay arası: Dik durduğunda başını düz tutabilir, Oturur duruma çekildiğinde başını gövdesiyle aynı seviyede tutabilir. Karnının üzerindeyken kollarından destek alarak göğsünü kaldırabilir. Yardımsız olarak oturabilir, dik tutulduğunda bacaklarına bir miktar ağırlık verebilir. Parmaklarının ucuna veya arkasına değdirilen bir çıngırağı kapabilir, ulaşamayacağı bir yerde duran bir oyuncağı almaya çalışabilir, insan sesine doğru dönebilir, Agu veya benzeri sesli-sessiz harf kombinasyonlarını çıkarabilir.
Yardımsız olarak oturabilir, ayakta tutulduğunda bacaklarına bir miktar ağırlık verebilir, kendi kendine bir kraker yiyebilir, duyduğu bir sese doğru dönebilir, oyuncağını elinden almaya çalıştığınızda itiraz edebilir, karın üstü dururken oturur hale geçebilir, bir nesneyi bir elinden diğerine geçirebilir, çeşitli heceler mırıldanabilir.
8-12 ay arası: Uzaktaki bir oyuncağı yakalamaya çalışabilir, oturur pozisyondan ayağa kalkabilir, yüzüstü pozisyondan oturur pozisyona geçebilir, birisine veya bir şeye tutunarak ayakta durabilir, bir oyuncağını elinde almaya kalktığınızda karşı koyabilir. "Hayır" kelimesini anlayabilir fakat her zaman uymayabilir, rasgele "anne" veya "baba" diyebilir, oyun için el çırpabilir veya el sallayabilir.
Eşyalara tutunarak yürüyebilir, baş ve parmak uçlarını kullanarak, bir cismi kaldırabilir, Anlık ayakta durabilir, top oynayabilir (topu size yuvarlayabilir), el çırpma oyunu oynayabilir, el sallayabilir.
12-18 ay arası: Yerde tek başına 10 - 15 dakika oturabilir. Yerde, uzağında duran oyuncağı, dengesini yitirmeden öne doğru eğilerek alabilir. Tüm bedenini, kol ve bacaklarını etkin biçimde hareket ettirir (banyoda, beşikte vs. çok hareketlidir). Bedenini bir yandan diğer yana döndürebilir, yerde yuvarlanabilir, kıvrıla kıvrıla ilerler. Emeklemeye çalışır. Kendini yukarı çekip, tutunarak bir süre ayakta durabilir ancak tekrar yere oturamaz, geriye düşer. Kol altlarından tutularak ayağa kaldırılırsa, amaçlı biçimde ayaklarını sırayla birbirinin önüne götürerek adım atar. Bedenini kullanabileceği oyunlar üretir.

2-7 Yaş Arası Bilişsel Gelişim (İşlem Öncesi Dönem)
2-7 yaş arasını kapsayan bu dönem, kendi içinde; sembolik dönem ve sezgisel dönem olarak ikiye ayrılır.
İşlem öncesi dönemde, çocuklar, “ben” merkezlidirler. Henüz kendilerinin algıları dışında bir bakış açısı olduğunu anlayamazlar. Çocuk kendisini evrenin merkezinde görür. O olduğu için diğerleri de vardır. Onun istediği doğru olan şeydir (Gardner, 1982; Slavin 1988; Bjorklund, 1995).
Bu yaştaki çocuk, evreni kendi beğenileri üzerine kurar. Eğer o gezmek istiyorsa, evin diğer üyelerinin de bunu istiyor olmaları dışında bir ihtimal yoktur. O acıktığı zaman herkes acıkır, o doyduğu zaman da herkes doymuş olur.
2.1.Sembolik Dönem
Bu dönem 2-4 yaş arasını kapsamaktadır. Bu yaştaki çocuğun temel özellikleri şunlardır:
-Ben merkezlidir. Bu, bütün yaşam alanına yansır. Oyunlarda, bütün oyuncakların istediği her an elinin altında olmasını, istediğinde verilmesini ister.
-Dili hızla gelişmeye devam etmekle birlikte, henüz tam olarak, duygu ve düşüncelerini ifade edecek, bilişsel ve fiziksel olgunlaşma gerçekleşmemiştir.
-Birden fazla boyutu olan ilişkileri anlamlandıramazlar. Ayşe, Fatma’dan uzun, Fatma da Şenay’dan uzun. En uzun boylu kim sorusuna cevap veremez. Ama bu ilişkiyi sembolleştirip, kağıda çizdiğinizde, bu ilişkiyi doğru anlamlandırdığı görülebilir.
-Sınıflama yapamaz. İlk öğrendiği hayvan dört ayaklı bir köpek ise, bundan sonra gördüğü, bütün dört ayaklılara köpek diyecektir.
-3 yaş civarında akranları ile birlikte oyun oynayacak bir sosyalleşme içine girer. Bu andan itibaren, ben merkezliliğinin düzeyinde giderek azalma olur. Ama sosyal ben’in tam olarak gelişimi bir sonraki dönem olan sezgisel dönemde başlar.
-2-4 yaşlarında çocuk, gözünün önünde bulunmayan ya da hiç var olmayan nesne, olay, kişi ve varlıkları temsil eden semboller geliştirmeye başlar. Örneğin; bir çubuğu at, cetveli tabanca gibi kullanabilir. Bu yaşta sembolik oyun sıkça görülür. Sembolik oyunlar aracılığıyla çocuklar, çatışmalarını ortaya koyabilir ve dengelerini sağlayabilirler. Çocuklar büyüdükçe sembolik oyunları anlaşılmaz hale gelebilir. Çocuklar, sembolik oyunlarda yetişkinleri ya da çevrelerindeki olayları, varlıkları taklit ettikleri gibi, oyunu tamamen kendilerine özgü sembollerle de oynayabilirler. Piaget, sembolik oyunun çocuğun bilişsel gelişiminde olduğu kadar duygusal ve sosyal gelişiminde de önemli etkisi olduğunu vurgulamaktadır (Senemoğlu, 1997).
-Çocuk, bir nesneye baktığında bir özelliği algılayabilir, diğer özellikler dikkatini çekmez. Örneğin, önüne konulmuş olan nesneleri renk sayısı az ise, hemen renklerine ayırır. Eğer renk sayısı fazla ise, şekillerine göre; üçgen ve daire olarak ayırır. Eğer, nesnelerin içinde, dörtgenler de varsa, dörtgenleri de üçgenlerle aynı gruba yerleştirerek ayırır. Çocuk, baktığı olgu ve olaylarda, tek bir özelliği öne çıkardığı için, bazen yetişkinleri şaşırtacak betimlemeler yapabilir. Bu tür betimlemelerle karşılaşan yetişkinler, çocuğun dahi olduğuna kanat edebilirler. Oysa bu ihtimal ki yanlıştır. Örneğin, gazetelerde sıklıkla görülen bazı zeka testleri, verilen seçenekler arasından bir özelliği seçip ayırt etmeyi gerektirir. Ve bazen 3-4 yaşındaki bir çocuk, bir yetişkinden daha hızlı olarak bu nesneyi doğru olarak ayırt edebilir. Bunun sebebi, çocuğun sembolik dönemde olmasıdır. Yani, o, nesnelere baktığında tek bir özelliği ayırt edecek bir bilişsel kurgudadır. Ama bir yetişkin, çoklu düşündüğü için, çözüm daha uzun zaman alır. Buna ilişkin örnek aşağıdadır.
Aşağıdaki nesnelerden hangisi diğerlerinden farklıdır:

köşeleri olamayan iç içe yuvarlak şeklidir. Ve sembolik dönemde bir çocuk bunu doğru bulabilirken, bir yetişkin birden fazla özellik açısından düşündüğü için cevabı bulması uzun sürebilir.
-Bu dönemdeki çocuklar, mantık yürütmede tümevarım ya da tümdengelim yollarını kullanamazlar. Mantıkları değişken ve yüzeyseldir. Tek yönlü düşünürler (Senemoğlu, 1997).
2.2.Sezgisel Dönem
İşlem öncesi dönemin ikinci alt basamağı olan sezgisel dönem 4-7 yaş arasını kapsamaktadır.
Dördüncü yaşın başlarında, çocuk bilişsel büyümede büyük bir adım atar. O gerçek objelerin yerini alan zihinsel sembolleri biçimlendirme, nesne ve olaylara işaret etmek için kelimeleri kullanabilme, objelerin gruplamalarını yapabilme (çoğu kez tutarsız olarak) ve çok basit düzeyde akıl yürütebilme ve olasılıkla kelimelerden çok zihinsel imajlar kullanabilme yeteneğine kavuşur.
Bu dönem çocuklarında animizm ve artifikalizm özellikleri her ne kadar sembolik dönemde de görülse de, daha belirgin bir şekilde bu dönemde görülür.
Animizm bir nesneyi canlıymış gibi algılamaktır (Gander ve Gardiner, 1995). Bu yaş çocuklarının oyunlarında oyuncaklarına canlıymış gibi davrandıkları sıklıkla görülen bir durumdur. Örneğin, oyuncak bebeği, abisi tarafından bir kenara fırlatılan bir çocuğun, bebeğinin canının yandığını düşünerek ağlaması, kız çocuklarının bebeklerinin altını temizlemesi, yemek yedirmesi, uyutması..vb.

Etkinlik gözlemim: Şarkı öğrendiklerinde bunu unutmuyorlar ve öğretmenlerinin söylediği gibi ritme uygun olarak tekrarlıyabiliyorlar.